Velayet Nedir ?; küçüklerin, bazı durumlarda ergin kısıtlı çocukların kişiliklerinin ve mallarının korumasıyla, onların temsili konusunda ana babanın sahip oldukları hak ve yükümlülüklerin tümünü ifade etmektedir. Velâyet hakkı, ana babanın kişilik haklarının bir parçasıdır. Ayrıca velâyet hakkının kullanılması, çocukların korunması ve yetiştirilmesine yönelik kamusal bir temele dayanmaktadır. Velâyet çift yönlüdür. Buna göre; ana ve babaya çocuğun şahsı ve malları üzerinde sadece haklar tanımaz, aynı zamanda onlara birtakım yükümlülükler de getirmektedir. Bu yükümlülükler sadece ahlâkî anlamda değildir. Aynı zamanda yasal yükümlülüklerdir. Çocuk üzerinde ana ve babadan başka kişilerin velâyet hakları yoktur. Bu kişiler, yaşça büyük kardeşler veya büyük ana ve babalar gibi çocuğun ne kadar yakın dereceli kan hısımları olursa olsunlar, durum değişmemektedir.
Velayeti kısaca tanımadıktan sonra velayetin kaldırılması davası konusuna giriş yapabiliriz. Velayetin kaldırılması konusu İstanbul Avukat büromuzda çok önemsenen ve titizlikle üzerinde çalışmalar yaptığımız bir konudur.


Velayetin Kaldırılması Davası
Çocuk Hakları Sözleşmesinin 19/I. Maddesinde; taraf devletlerin, çocuğun, ana ve babasının ya da onlardan yalnızca birinin, vasi veya vasilerinin ya da bakımını üstlenen herhangi bir kişinin yanında iken, bedensel veya zihinsel saldırı, şiddet veya suiistimale, ihmal ya da ihmalkâr muameleye, ırza geçme dahil her türlü istismar ve kötü muameleye karşı korunması için; yasal, idari, toplumsal, eğitsel bütün önlemleri alacakları belirtilmektedir.
Velâyetin kaldırılması da bu önlemlerden birisidir. Çocuğun korunması için alınabilecek olan “genel koruma önlemleri” ile “çocuğun yerleştirilmesi” önleminden sonuç alınamazsa veya bu önlemlerin alınmasının gereksiz olacağı sonucuna varılır ise, velâyetin kaldırılması yoluna gidilecektir.
Velayetin kaldırılması Türk Medeni Kanununun 348. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre; “Çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınamaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, hâkim aşağıdaki hâllerde velâyetin kaldırılmasına karar verir;
Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi.
Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması.
Velâyet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır. Kararda aksi belirtilmedikçe, velâyetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar.”
Boşanma davalarında aslolan çocuğun menfaati ve korunmasıdır. Türk Medeni Kanunu 348. Madde hükmünün amacı da çocuğu korumaktır. Nitekim velayetin kaldırılabilmesi için çocuğun korunmasıyla ilgili diğer önlemlerin uygulanmış ve bundan bir sonuç alınmamış olması veya bu önlemlerin daha başlangıçta yetersiz kalacağının anlaşılmış olması gerekmektedir.
Velayetin kaldırılması davası ile velayet kararının iptali için madde hükmündeki şartların varlığı aranmakla birlikte bazı özel durumların varlığında velayetin kaldırılması zorunlu hale gelebilmektedir. Bu zorunlu hal çocuğun üstün yararı gereği velayetin kaldırılmasıdır. Müvekkillerimiz bu gibi hallerin varlığında İstanbul Avukat büromuz aracılığıyla hakkını savunabilmektedirler.
Türk Medeni Kanunu 348. Maddesinin birinci fıkrası uyarınca; “Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi”dir. Fıkranın içeriğinde düzenlenmiş olanlar sınırlı değildir. Esasen düzenlenmiş olanların ortak özelliği velayet görevinin gereği gibi yerine getirilmesine engel olan ve belli bir süreklilik arz eden süreklilik olmasıdır. Madde hükmünde her ne kadar kısıtlılık sayılmadıysa da velayet görevinin gereği gibi yerine getirilmesi mümkün olamayacağından kısıtlılık da bu kapsama alınmaktadır. Nitekim kısıtlı olan bir kişi her ne kadar ayırt etme gücüne sahip olsa da, zaten kendisi sınırlı ehliyetli bir kişi olduğu için velayet görevini gereği gibi yerine getiremeyeceği aşikardır.
Velayetin Kaldırılması Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Türk Medeni Kanunu 348. Maddenin ikinci fıkrası uyarınca ise; “Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması” düzenlenmiştir.
Velayetin kaldırılması davasında Görevli Ve Yetkili Mahkeme
Velayet davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Aile mahkemelerinin olmadığı yerlerde görevli olan mahkeme ise asliye hukuk mahkemeleridir. Görevli olmayan mahkemede davanın açılması halinde mahkeme görevsizlik kararıyla davanın reddine kararı verecektir.
Velayetin Kaldırılması Davasında Yargılama Usulü
Velayetin kaldırılması davaları diğer yargılama usullerinden farklı olarak daha kısa süren basit yargılama usulüne bağlıdır. Basit yargılama usulünde dilekçe aşaması dava dilekçesi ve cevap dilekçesinden oluşmaktadır. Hakim dilekçe aşamasının tamamlanmasının akabinde duruşma yaparak dosya üzerinden karar verecek ise duruşma gününü tayin edecektir. Dava dilekçesinde ve cevap dilekçesinde belirtilen belgelerin dilekçe ekinde sunulması gerekmektedir. Dilekçe ekine getirilmesi istenilen belgelerin hangi yerlere yazılacağının da belirtilmesi gerekir.
Bu delillerin toplanmasından sonra mahkeme bir karara varacaktır. Delillerin toplanmasıyla en fazla iki duruşma yapmaktadır.
Velayete ilişkin davalar kamu düzeniyle doğrudan ilişkili olduğu için re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Re’sen araştırma ilkesi gereği duruşmalı inceleme yapılması, delil toplanması ve ayrıntılı araştırmayı gerektirmektedir. Re’sen araştırma ilkesinde taraflar davaya konu edilecek belgeleri getirirler ancak bunun yanında getirilmeyen belgeler de dikkate alınır. Usulü re’sen araştırma ilkesi olan bu velayet davalarında, hakim sosyal inceleme uzmanına ilişkin araştırma yapıp görüş bildirmesi için rapor hazırlanmasını isteyebilecektir.
Daha fazla bilgi için İstanbul Avukat büromuz ile irtibata geçebilir hukuki danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.