Bu makalemizde İstanbul Avukat ofisi olarak, aracın kilometresinin düşürülmesi durumunda ortaya çıkacak sonuçları, hem alıcı hem de satıcının hak ve yükümlülüklerini, hukuki süreçleri ve kilometre düşürme cezalarını ele alacağız.
İkinci el araç satışı, yaygın ancak bir o kadar da riskli bir işlemdir. İkinci el araç alımındaki en büyük risklerden biri, aracın kilometresinin gerçekte olduğundan daha düşük gösterilmesidir. Bu durum genellikle tespit edilebilir ancak bazen gözden kaçabilir.
Araç alım satımıyla ilgili dolandırıcılık vakaları veya aldatıcı uygulamalar nedeniyle ortaya çıkabilecek hukuki anlaşmazlıklar olabilir.
Bir aracın kilometresinin düşürülmesi veya değiştirilmesi, aracın gerçek kilometre bilgisini gizlemek veya yanıltıcı bir şekilde daha düşük kilometre göstermek amacıyla yapılan hileli bir uygulamadır. Bu tür bir davranış, alıcıyı aldatarak aracın gerçek değerini belirsizleştirebilir ve alım-satım işlemlerinde haksız avantaj sağlayabilir.


Kilometresi değiştirilmiş araç satın alan kişinin hakları nelerdir?
İkinci el araç satışlarında sık karşılaşılan sorunlardan biri araçların kilometre sayacına müdahale edilmesi ve kilometresinin düşük gösterilmesidir. Bu anlamda kilometresi değiştirilmiş araç satın alan kişinin hem Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, hem de Türk Borçlar Kanunu kapsamında bazı hakları mevcuttur. Kilometresi düşürülmüş araç aldığını öğrenen kişilerin İstanbul Avukat ofislerinden hukuki destek alması haklarını bilmeleri ve var olan haklarını doğru şekilde kullanmaları için önemlidir.
Yargıtay’ ın yerleşik içtihatları uyarınca satın alınan aracın kilometresinin düşürülmüş olması durumunda satın alan kişinin aracın ayıplı hali ile ayıpsız bedeli arasındaki farkı talep hakkı bulunmaktadır.
Kilometresi düşürülmüş araç satın alan kişinin uğradığı zararı tazmin amacı ile açacağı davanın hangi mahkemede görüleceği aracı satan kişinin tacir sıfatının bulunup bulunmamasına göre farklılık arz etmektedir. Kilometresi düşürülmüş araç, araç satışını ticari amaçla yapan oto galeri gibi bir yerden alınmış ise; aracı satın alan kişi tüketici sıfatını haiz olacağından, açılacak davada görevli mahkeme Tüketici Mahkemeleri olacaktır. Aracı satan kişinin tacir sıfatını haiz olmaması durumunda ise açılacak davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olacaktır.
Kilometresi düşürülmüş aracın tacir sıfatını haiz kimse tarafından satılması durumunda 6502 Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un ‘ayıplı mal’ a ilişkin hükümleri uygulama alanı bulacakken, aracı satan kişinin tacir sıfatını haiz olmaması durumunda 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’ nun 219. ve devamı maddeleri uygulama alanı bulacaktır.
Aracın kilometresinin düşürülmesi durumunda araç ayıplı olarak kabul edilmekte olup, ayıbın niteliği gizli ayıp olarak tanımlanmaktadır. Gizli ayıp, olağan bir muayene ile bir bakışta anlaşılamayan, kullanıldıkça ortaya çıkan ayıptır. Aracın tacir sıfatını haiz kimseden satın alınması durumunda Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun uygulanacaktır. Bu kanuna göre ayıpların fark edildiği anda derhal karşı tarafa bildirilmesi gerekmektedir. Aracı satın alan kişilerin hak kaybına uğramaması adına ayıbın fark edilmesi akabinde satıcıya bildirimde bulunması ve seçimlik haklarından hangini kullanmak istediğini bildirmesi gerekmektedir. Örneğin; ayıplı aracı teslime hazır olduğunu ve sözleşme gereği satıcıya ödenmiş olan tutarın iadesini ya da ayıp oranında bedelden indirim hakkının kullanılmak istendiğinin satıcıya bildirilmesi yerinde olacaktır.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 12/3. maddesinde ayıbın, ağır kusur ya da hile ile gizlenmesi durumunda zamanaşımı hükümlerinin uygulanmayacağı şeklinde düzenleme yapılmış olup, aracın kilometresinin düşürüldüğünün alıcıdan hile ile gizlenmesi durumunda zamanaşımına ilişkin hükümler uygulanmayacaktır.
Araç Kilometresi Düşüren Satıcının Hukuki Sorumluluğu Nedir?
Yukarıda da izahatını yaptığımız üzere araç kilometre düşürme işlemi meydana gelmişse satıcının buradaki sorumluluğu ayıptan sorumluluktur. TBK m. 219 ve devamında ve TKHK m. 8 ve devamında ayıp ile ilgili hükümlere yer verilmiştir.
Araç km düşürme ile ilgili durumlarda bu hükümlerden sadece gizli ayıba ilişkin hükümler gündeme gelir. Çünkü bu durumda yani gizli ayıplı araç satışı halinde olağan bir gözden geçirme ile anlaşılamayacak sadece teknik bir inceleme ile ortaya çıkabilecek bir uygulama mevcuttur.
Gizli Ayıp Nedir? Bir satış işleminde olağan bir gözden geçirme ile alıcının anlayamayacağı ve satılandan beklenen yararı azaltan, satışta vaat edilen özellikleri düşüren kusur ve hatalara gizli ayıp denir. Gizli ayıp durumunun mevcut olması halinde alıcının derhal gözden geçirip kusurları satıcıya bildirme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bu ayıp ne zaman ortaya çıkarsa alıcının o zaman satıcıya başvurması gerekir.
Yukarıda da açıkladığımız üzere araç km düşürme işleminde gizli ayıp vardır. Böyle bir halde alcının hakları nelerdir?
- Alıcı ikinci el km düşürülmüş aracı geri vermeye hazır olduğunu bildirip sözleşmeden dönebilir.
- Alıcı gizli ayıp oranında bedelden indirim talep edebilir.
- Alıcı aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde ücretsiz tamirat talep edebilir.
- Alıcı aracın ayıpsız misli ile değişimini isteyebilir.
Sözleşmeden Dönme: Kilometresi düşürülmüş aracı satın alan kişi, aracı iade etmeye hazır olduğunu satıcıya bildirerek satıcıdan ödediği bedeli talep edebilir. Alıcı bedeli almadan aracı iade etmek zorunda değildir. Burada belirli şartların mevcudiyeti halinde söz konusu bedele faiz işlemesi de söz konusu olacaktır.
Bedelde İndirim: Genelde uygulamada en çok başvurulan seçimlik haklardandır. Çoğunlukla araç km düşürme olayında alıcılar ya sözleşmeden dönme ya da ayıp oranında bedelde indirim talep etmektedirler. Bu durumda bilirkişi incelemesi yapılacak olup araç km düşürme olayının bedele ne kadar etki edeceği tespiti gerçekleştirilir. Sonuç olarak alıcıya tespit edilecek bedel kadar alacak hakkı doğar.
Ücretsiz Tamirat Talep Etme: Ayıp durumunun mevcut olması halinde alıcının seçimlik haklarından biri de ücretsiz tamirat talep etme hakkıdır. Fakat önemle belirtmek isteriz ki araç km düşürme olayında ücretsiz tamir imkanının uygulanması bulunmamakta olup mümkün değildir.
Ayıpsız Misli İle Değişim: Ayıp durumunun mevcut olması halinde bir diğer seçimlik hak ise ayıpsız misli ile değişimdir. Fakat ikinci el araç satışında bunun uygulaması çok kısıtlı olup neredeyse mümkün değildir. Çünkü her ikinci el araçlar birbirinden farklı özelliklerdedir.
Satıcının Aracın Kilometresinin Düşürülmüş Olduğunu Bilmemesi Durumunda Ne Olur?
Türk Borçlar Kanunu madde 219 hükmü satıcının ayıp hakkında bilgisinin olması gerekmediğini söylemektedir. Yani araç km düşürme işlemini satıcı gerçekleştirmemiş olsa, bunu kendisinden önce birisi gerçekleştirmiş olsa ve satıcı bundan haberdar olmasa dahi satıcı sorumlu olacaktır. Kilometresi düşürülmüş araç satın alan kişi satıcıya başvurmalıdır.
Kilometresi Düşürülmüş Aracın Zaten Düşük Fiyata Alınması Hukuken Bir Fark Yaratır Mı?
Araç km düşürme olayının mevcut olması halinde alıcının bundan haberi yoksa, satıcı aracın zaten düşük fiyattan satılmış olduğunu bahane olarak öne süremez. Her halükarda araçtaki bu ayıbın tazmin edilmesi gerekecektir.
Bu gibi durumlar kanunlarımızda birden fazla şekilde ele alınmıştır. Aşağıda örneklerini göreceğimiz üzere;
Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Türk Ticaret Kanunu (TTK) gibi çeşitli yasal düzenlemelerde aldatma ve yanıltma ile ilgili hükümler bulunmaktadır. İşte Türk Hukuku’nda aldatma ve yanıltma ile ilgili bazı temel hükümler:
1. Türk Ceza Kanunu’nda Aldatma:
TCK’da aldatma, dolandırıcılık suçu başlığı altında düzenlenmiştir. Madde 157’de, bir kişinin başkasını aldatarak kendisine veya başkasına haksız bir çıkar sağlaması suç olarak tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, “Bir kimseyi aldatarak ona veya başkasına bir yarar sağlayan kişi, dolandırıcılık suçunu işlemiş olur.” şeklinde ifade edilir. Dolandırıcılık suçu, 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası beş bin güne kadar adlî para cezası verilir.
2. Türk Ticaret Kanunu’nda Yanıltıcı İşlemler:
TTK’da ise yanıltıcı işlemlere ilişkin hükümler bulunmaktadır. Özellikle TTK’nın 54. maddesi, ticari işletmelerin yanıltıcı reklam yapmalarını yasaklar. Bu maddeye göre, bir ticari işletme, tüketicileri yanıltacak veya doğru bilgi almayı engelleyecek şekilde reklam yapamaz.
3. Tüketici Hukuku’nda Kötüye Kullanımın Engellenmesi:
Tüketici hukuku alanında, tüketicileri yanıltıcı veya aldatıcı ticari uygulamaları engellemeye yönelik hükümler bulunmaktadır. Bu kapsamda, tüketicilere doğru bilgi verilmesi, yanıltıcı reklam yapılmasının engellenmesi ve tüketicilerin haklarının korunması gibi konuları düzenleyen hükümler mevcuttur.
Yukarıdaki kanun maddeleri ve ilgili yasal düzenlemeler, Türk Hukuku’nda aldatma ve yanıltma ile ilgili temel hükümleri içermektedir. Bu hükümler, bireylerin ve ticari işletmelerin dürüstlük ilkelerine uygun davranmasını sağlamak ve haksız rekabetin önlenmesini amaçlamaktadır.
Bu tür dolandırıcılık veya aldatıcı uygulamaların mağdurları, genellikle hukuki adımlar atarak haklarını aramaya çalışırlar. Mağdur, dolandırıcılık veya hileli uygulamalar nedeniyle maddi kayıplara uğradıysa veya haksız rekabete maruz kaldıysa, hukuki yollara başvurabilir. Bu tür durumlarda, tüketici hakları veya ticaret hukuku alanında uzmanlaşmış İstanbul Avukat lardan hukuki danışmanlık almak ve gerekirse dava açmak uygun olabilir.
Ancak, bu tür davaların incelenmesi ve yargılanması, olayın karmaşıklığına, delil durumuna ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. Dolayısıyla, söz konusu hukuki durumu ele alan bir avukatla işbirliği yapmak, mağduriyetin giderilmesi ve hak kayıplarının telafi edilmesi açısından önemli olabilir.
Kilometresi Düşürülen Araç Emsal Yargıtay Kararı
“…Sanıkların yüksek kilometrede araç satın alarak kilometresini düşürttükleri halde orijinal kilometresinde olduğunu beyan edip, internette verdikleri ilanlarla veya galeriye gelen müşterilerle irtibata geçip güven sağlayarak olması gerekenden daha pahalı fiyata araç satmak suretiyle haksız menfaat temin ettikleri iddia edilen olayda, sanıkların eylemlerini internet üzerinden katılanlar ve şikayetçilerle bağlantı kurarak gerçekleştirmiş olmaları nedeniyle;
Sanıkların sabit görülen eylemlerinin TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşerek TCK’nın 157/1 maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçundan hüküm kurulmuş olması, …bozmayı gerektirmiş…” (Yargıtay Kararı – 23. CD., E. 2015/18022 K. 2016/4057 T. 5.4.2016)
“Somut olay değerlendirildiğinde, davalıların araç satımını meslek edinmediği, bu bağlamda davalıların yasada tanımlanan şekilde satıcı olmadığı ve taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Yasanın kapsamı dışında olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi değil, Genel mahkemeler görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. O halde mahkemece genel mahkeme sıfatıyla davaya bakılarak karar verilmesi gerekirken, tüketici mahkemesi sıfatıyla hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.”(Yargıtay 13. HD. 2017/2916 E. 2017/3730 K.)