İzale-İ Şuyu Davası (Ortaklığın Giderilmesi Davası) Nedir? İzale-i şüyu davası bir taşınır veya taşınmaz mala paylı olarak malik olan paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından bu maldaki ortak mülkiyetin kaldırılması amacı ile açılan bir dava türüdür.
İzale-i Şüyu davası açılabilmesi için öncelikle paylı mülkiyete konu bir taşınır veya taşınmazın bulunması gerekmektedir. Mülkiyet hakkı Türk Medeni Kanunu 683. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemede , ‘Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.’ Denilerek mülkiyet hakkının kapsamı düzenlenmiştir.
Taşınmaz Mal mülkiyetinin konusunu, Arazi, Tapu Kütüğüne kayıtlı bağımsız sayfada kaydedilen sürekli haklar, Kat Mülkiyeti Kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler oluşturmaktadır.
Taşınır Mal mülkiyetinin konusunu, ‘….nitelikleri itibariyle taşınabilen ve edinmeye elverişli olan, taşınmaz mülkiyeti kapsamına girmeyen şeyler’ olarak tanımlanmaktadır.
Taşınmaz Mal veya Taşınır Mal Mülkiyeti bir kişiye ait olabileceği gibi birden fazla kişiye de ait olabilmektedir. Bu durum Türk Medeni Kanunu 688. Maddesinde düzenlenmiştir. Taşınmaz veya Taşınır Mal mülkiyetinin birden fazla kişiye ait olduğu hallerde ortaya 2 mülkiyet türü çıkmaktadır. Bunlar Elbirliği Mülkiyeti ile Paylı Mülkiyet olarak ikiye ayrılmaktadır.
Bu mülkiyet türleri dışında ayrıca Türk Medeni Kanununda özel bir mülkiyet türü olarak Kat Mülkiyeti düzenlenmiştir.
Paylı Mülkiyet: Birden çok kimsenin, maddi olarak bölünmüş olmayan Taşınmaz Mal veya Taşınır Malın tamamına belli paylar oranında malik oldukları mülkiyet türüdür. Maliklerin payları belirli değil ise paylar eşit kabul edilir. Paylı Mülkiyet ile bir mala malik olan kişilerin her biri kendi payları üzerinde diledikleri gibi tasarrufta bulunma hakkına sahiptirler. Paylı Mülkiyette her bir pay diğer paylardan bağımsız olarak, devir, rehin ve haciz edilebilmektedir.
Paylı Mülkiyeti sona erdirmek mümkündür. Paylı Mülkiyet iki şekilde sona erdirilebilmektedir. Paydaşların paylaşma istemi üzerine mahkemece verilecek ortaklığın giderilmesi kararı ile, Paydaşların rızaen kendi aralarında anlaşarak yapacakları paylaştırma ile Paylı Mülkiyet sonlandırılabilmektedir.
Paylı Mülkiyet’in paydaşlardan birinin istemi üzerine mahkemenin vereceği ortaklığın giderilmesi kararı ile sona ermesi durumunda hakim tarafından yapılacak bu paylaştırmanın ne şekilde yapılması gerektiği Türk Medeni Kanunu 699. Maddesinde düzenlenmiştir. Tür Medeni Kanunu 699. Maddesine göre, ‘Paylaşma, malın aynen bölüşülmesi veya pazarlık ya da arttırmayla satılarak bedelin bölüşülmesi biçiminde gerçekleştirilir. Paylaşma biçiminde uyuşma sağlanamazsa, paydaşlardan birinin istemi üzerine hakim, malın aynen bölünerek palaştırılmasına, bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanmasına karar verir. Bölme istemi durum ve koşullara uygun görülmezse ve özellikle paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa açık arttırmayla satışa hükmolunur. Satışın paydaşların arasında arttırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır.’
Türk Medeni Kanunu 699. Maddesinde düzenlenen paylaşım usulü paydaşlardan birinin istemi üzerine yani açılacak olan İZALE-İ ŞUYU davası ile hakimin yapacağı paylaştırma usulü belirtilmiştir. Paylı Mülkiyet ile Malik olunan bir Taşınır Mal veya Taşınmaz Maldaki ortaklığın giderilmesi için paydaşlardan birinin açacağı İzale-i Şuyu davasında hakim Türk Medeni Kanunu 699. Maddesinde belirtilen şekilde paylaştırmayı yapacaktır.
Elbirliği Mülkiyeti: Elbirliği Mülkiyeti türü Türk Medeni Kanunu 701. Maddesinde düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunu 701. Maddesinde, ‘Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarına oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği Mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.’ Denilerek Elbirliği Mülkiyeti tanımı ve mahiyeti belirtilmiştir.
Elbirliği Mülkiyeti Türk Medeni Kanunu 702. Maddesinde de düzenlenmiştir. TMK 702. Maddesinde, ‘Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir. Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz. Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır.
Elbirliği Mülkiyetinde Taşınır veya Taşınmaz mala Elbirliği Mülkiyeti ile malik bulunan kişilerin bu taşınır veya taşınmaz mal üzerinde ayrı ayrı tasarrufta bulunma yetkileri bulunmamaktadır. Elbirliği Mülkiyetinin diğer adı İştirak Halinde Mülkiyettir. Elbirliği Mülkiyeti ile malik bulunan kişilerin payları belirli olmadığından bu malikler paydaş değil ortak sıfatındadırlar.
Elbirliği Mülkiyeti üç şekilde sona ermektedir. Elbirliği Mülkiyetinin ne şekilde sona ereceği, Türk Medeni Kanunu 703. Maddesinde düzenlenmiştir. TMK 703. Maddesine göre Elbirliği Mülkiyeti, sözleşme ile kurulan topluluğun dağılması, El Birliği Mülkiyetine konu malın devri, Elbirliği Mülkiyetinden Paylı Mülkiyete geçiş ile sona ermektedir. Elbirliği Mülkiyetindeki paylaştırma usulünde aksine bir hüküm ve düzenleme yoksa Paylı Mülkiyet için düzenlenen hükümler uygulanmaktadır.
Miras bırakanın terekesine de Mirasçılar Elbirliği ile Malik bulunmaktadırlar. Bu sebeple mirasçılar tereke malları üzerinde birlikte tasarruf edebilirler. Ancak mirasçılardan her biri sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça her zaman Mirasın Paylaştırılmasını isteme hakkına sahiptirler. Mirasçılardan her biri terekede bulunan belirli malların aynen, bunun mümkün olmaması halinde satış yolu ile paylaştırılmasına karar verilmesini sulh hukuk mahkemesinden isteme hakkına sahiptir. Bu husus Türk Medeni Kanunu 642. Maddesinde düzenlenmiştir. TMK 642. Maddesi gereği Mirasçılardan birinin istemi üzerine hakim, terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark para ödenmesi yoluyla giderilerek Miras Payları arasında denkleştirme sağlanır. Paylaşımın derhal yapılması paylaşım konusu malın veya terekenin değerinin önemli ölçüde azalmasına sebebiyet verecekse sulh hakimi, mirasçılardan birinin istemi üzerine bu malın veya terekenin paylaşılmasının ertelenmesine karar verebilir.
Kat Mülkiyeti: Kat Mülkiyeti, Arsa payı ve ana gayrimenkuldeki ortak yerlerle bağlantılı özel bir mülkiyet türüdür.
İzale-i Şüyu davasında yetkili mahkeme davaya konu malın taşınır ve taşınmaz olmasına göre değişmektedir. Dava konusu malın Taşınmaz Mal olması halinde yetkili mahkeme bu Taşınmaz Malın bulunduğu yer mahkemesidir. Taşınmaz sayısının birden fazla olması halinde davabu taşınmazlardan birinin bulunduğu yer mahkemesinde açılmalıdır. Davaya konu malın Taşınır Mal olması halinde ise İzale-i Şüyu davasına bakmaya yetkili mahkeme davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Davalı sayısının birden fazla olması halinde dava davalılardan birinin yerleşim yerinde açılabilmektedir. İzale-i Şüyu davasında görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.