İntihara Teşebbüs Etmek Boşanma Sebebi midir? Evliliğin hukuki tanımıyla başlayabiliriz o halde. Evlilik “karşıt cinsten iki kişinin tam ve sürekli bir hayat ortaklığı kurmak için hukuka uygun ve geçerli bir şekilde birleşmesi” seklinde tanımlanmıştır. Buna göre erkek ile kadın beraber bir hayat kurmak için hayatlarını birleştirmektedirler.
Bu hayat ortaklığını sürdürmede eşler bir uyuşmazlık yasarlar ya da hayatı yaşanmaz hale getirirlerse, kurdukları bu ortaklığı bozarlar. Bu, ya ayrılık kararı vermekle ya da boşanma davası açmakla olur. Bu konuyu İstanbul Avukat büromuz olarak sizinle derinlemesine paylaşacağız.


Boşanma Sebepleri
İntihara Teşebbüs Etmek Boşanma Sebebi midir? Boşanma en genel tanımıyla evlilik birliğinin sona erdirilmesini ifade eder. Türk Medeni Kanunununda boşanmanın sebepleri sayılmış olmakla birlikte mahkeme kararıyla sona erdirilir. Boşanma sebepleri genel ve özel olarak ikiye ayrılmaktadır. Türk Medeni Kanunu 166. Maddesinde düzenlenen Genel Boşanma sebebi; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasıdır.
Özel boşanma sebepleri ise Zina (TMK madde 161)Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK 162)Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK 163)Terk (TMK 164)Akıl hastalığı (TMK165)olarak Türk Medeni Kanununda ayrı ayrı düzenlenmiştir. |
İntihara Teşebbüs Nedir
İntihar, bir kimsenin ruhsal ve toplumsal nedenlerle, yaşamına kendi eliyle son vermesi, kendini öldürmesidir. Sağlıklı hiçbir insan kendi hayatına son veremez. Ancak intihara teşebbüs etmenin boşanma sebebi olup olmadığı konusunda intihara teşebbüsün nedeni önem arz etmektedir. Bir diğer önem arz eden şey ise diğer eşin intihara teşebbüs edilmesine neden olacak hareketlerinin bulunup bulunmadığıdır. Nitekim eğer diğer eş, intihara teşebbüs etmiş olan eşi bunu yapmaya itecek hareketlerde bulunup psikolojik ya da fiziksel şiddet uyguluyorsa, intihara teşebbüs etmiş olan eşin kusurundan bahsedilemez. Ancak bunlar değil ve intihara teşebbüs etmiş olan eş farklı nedenlerden dolayı bu eylemi gerçekleştirmişse burada kusurdan bahsedilebilecektir. Örneğin, intihara teşebbüs eden eşin bu eyleminin nedeni, eşinin ona devamlı psikolojik baskısından veya fiziksel olarak devamlı dövmesinden, kendisine şiddet uygulamasından ise, bu halde intihara teşebbüs eden eşe kusur yüklenmemektedir. Ancak ortada eşin hareketlerinden kaynaklanan bir durum söz konusu değilse, bu durumda intihara teşebbüs eden eşe bir kusuru yüklenmeyecektir. Nitekim intihara sürükleyen eşin bu eylem ve hareketleri nedeniyle ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik söz konusu olur. Anlaşılacağı üzere, ortada herhangi bir neden yoksa eşlerden birinin intihara teşebbüs etmesi genel boşanma sebepleri arasında yer almaktadır.
İntihara Teşebbüs Yargıtay Kararları
Konuyla ilgili İstanbul Avukat büromuzun ulaştığı Yargıtay kararları paylaşacağız.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 19.12.2017 Tarih, 2016/13978 E. 2017/14820 K. sayılı kararına göre; Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden “mahkemece davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışlar yanında, davalı kadının da intihara teşebbüs ettiği ve bu olaylardan sonra da tarafların ayrı yaşamaya başladığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru olmamıştır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 03.04.2018 Tarih, 2016/15390 E. 2018/4492 K. sayılı kararına göre; Mahkemece, boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davalı erkek daha fazla kusurlu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de yapılan yargılama ve toplanan delillerden mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen tarafların kusurlu davranışlarının yanında davacı kadının ayrıca evlilik birliği içerisinde birden fazla kez intihara teşebbüs ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Hal böyle iken, mahkemece davalı erkeğin daha fazla kusurlu kabul edilmesi ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı kadın yararına maddi ve manevi (TMK m.174/1-2) tazminata hükmolunması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 11.03.2008 Tarih, 2007/2994 E. 2008/3182 K. sayılı kararına göre; Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalı-davacı kadının intihara teşebbüs ettiği, kayınvalidesini tehdit edip, ona taş attığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı-davalı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1)karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 17.06.2013 Tarih, 2013/4993 E. 2013/16959 K. sayılı kararına göre; Mahkemece, taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanma kararı verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davacı kadının intihara teşebbüs ettiği, davalı kocanın ise birlik görevlerini yerine getirmediği ve sadakatsiz davrandığı anlaşılmaktadır. Yargıtay bozma ilamında da buna işaret edilmiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda davalı koca ağır kusurludur. Yargıtay bozma ilamına uyma kararı verildiği halde, tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı kadının maddi ve manevi tazminat (TMK. m. 174/1-2) taleplerinin reddi doğru olmamıştır.