Günümüzde alacaklılar tahsil konusunda pek çok sorunla karşı karşıya kalırlar. Var olan bu sorunun çözülmesi adına alacağın teminat altına alınması mecburi bir hal almıştır. Bu bağlamda bir borç ilişkisi içerisinde olan alacaklı tarafın, alacağını elde etmesini daha güvenilir bir hale getirmek için borçlu kişiden yapılan sözleşme ya da ticari ilişki kaynaklı oluşan borcunu hiç ödememesi ya da zamanında ödememesi gibi tehlikelere üçüncü bir kişiyi güvence olarak vermesini isteme hakkı vardır.
Bu garanti sözleşmesi (ticaret hukuku alanı) alanında kabul edilebilir bir durumdur. Teminat amacıyla kullanılan bu güvence ayni veya şahsi teminattan herhangi biri olabilir. Ancak günümüzde en çok tercih edilen şahsi teminat türleri içerisinde yer alan garanti sözleşmesidir.
Garanti Sözleşmesi Özellikleri Nelerdir?
Garanti sözleşmesi aracılığıyla teminat sağlayan bir kimse, üçüncü bir şahsın belirli bir davranışını ya da ikili ilişkilerden doğacak bir sonucun teminatını vererek herhangi bir şekilde bu davranış ya da sonuç gerçekleştiği durumlarda garanti aldığı alana ilişkin tazminat ödemeyi taahhüt etmesi sağlanır. Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse garanti sözleşmesi (ticaret hukuku alanı) garanti sağlayan kişi, temel ilişkide bulunduğu borçlardan bağımsız bir şekilde borçlu kişinin edimini sağlayabilmek için sorumluluğu üstlenir. Bu üçüncü kişi borçlu kişinin borcunu ifa etmemesi durumunda alacaklıya karşı maruz kaldığı zararın tazmin edilmesi konusunda bir yükümlülüğün altına girmektedir.
Bu sayede garanti veren kişi, üçüncü kişiden kaynaklı oluşabilecek bir eylem ya da sonucun oluşması ihtimaline karşı riskleri üstlenmiş durumdadır. Garanti sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu’nda tanımlanmış bir durumda değildir. Ancak doktrinde genel anlamda kabul gören görüşe bakıldığı zaman garanti sözleşmesinin hukuki açıdan niteliği Türk borçlar kanunu madde 128 içerisinde düzenlenmiş olan üçüncü kişinin fiilinin taahhüt olarak kabul edildiği açıkça beyan edilmiştir. Bu bağlamda garanti sözleşmesi (ticaret hukuku alanı) tek tarafa borcun yüklenmiş olduğu bir sözleşmedir. Bu sözleşmede karşılık sağlama amacı güdülmemiştir.
Garanti Sözleşmesi Türleri
Garanti sözleşmesi teminat amaçlı ve yöneltmeyi amaçlayan olarak iki türdedir.
Teminat Amaçlı Garanti Sözleşmesi
Teminat amaçlı garanti sözleşmesi kefalet benzeri bir işleyişe sahiptir. Teminat amaçlı garanti sözleşmesinde garanti veren kişi teminatı sağlayabilmek amacıyla temel ilişki içerisinde olduğu alacaklı kişiye karşı ve temel olan borçtan bağımsız bir şekilde borçlunun edimini sağlamak için sorumlu olmayı taahhüt eder. Teminat amaçlı garanti sözleşmesi (ticaret hukuku alanı) uygulamalarında garanti veren kişinin taahhüdü, asıl borcun bulunduğu ilişkideki borcun geçerliliği ve varlığına bağımlı değildir. Bundan dolayı garanti alan ile taahhüt veren arasında borç bakımından bağımsız bir ilişki vardır.
Yöneltmeyi Amaçlayan Garanti Sözleşmesi
Yöneltmeyi amaç edinen garanti sözleşmelerinde garanti veren kişi, garanti alan kişiyi belli bir davranışa yöneltmeye çalışarak o davranıştan doğabilecek her türlü riski ya da garanti alan kişinin üçüncü bir kişiyle ile hukuki anlamda ilişki kurmasını değiştirmeye ya da sonlandırmaya yönelterek bu durumdan doğacak riskleri tamamıyla ya da kısmi olarak üstlenmektedir. Kısaca bu sözleşme teminat amaçlı garanti sözleşmesi ile kıyaslandığında garanti alan ile taahhüt eden arasındaki borç ilişkisi henüz kurulmamıştır.